Bilim insanları, evrenin sürekli artan bir hızda genişlediğini biliyor. Peki eğer böyle hiç durmadan büyüyorsa nereye kadar genişleyebilir? Başka bir deyişle evrenin ötesinde ne var? Eğer bir “öteden” bahsediyorsak, bu evrenin bir sonu olduğu anlamına gelir. İşte böylece konu karmaşıklaşıyor. Çünkü bilim insanları henüz böylesi bir çıkarım yapıp yapamayacağımızdan emin değil. Cevap soruya nasıl baktığımızda gizli biraz da. “Evrenin dışını görebileceğin bir yere gidebilir misin?” Bir yoldan uçurumun kenarına bakmak yahut bir binanın dışını görmek için pencereye bakmak… Kainat ile bunları kıyaslayabilir miyiz? Cevap, “büyük ihtimalle hayır.” Loyalo Üniversitesi’nde bir fizikçi olan Robet McNees buna “kozmolojik prensip” içeren bir sebep sunuyor. Nereden bakarsan bak evrendeki maddelerin dağılımı aşağı yukarı her yerde aynı görünüyor.
Evren izotropiktir. Bu prensip kısmen fizik kurallarının her yerde geçerli olduğunu düşündüğümüzden ileri geliyor. “Pek çok yerel varyasyon var, yıldızlar, galaksiler, kümeler, vesaire, fakat evrenin geneline ortalandığında bir yer diğerinden öyle de farklı değil.”
Çıkaracağımız sonuç, evrenin bir sonu, eğer daha şairane bir ifade kullanacaksak, evrenin bir köşesi olmadığı. Çünkü evrenin bitiş noktası diye bir yer yok ki biri gidip dışarıyı gözlemleyebilsin. Bu “köşe bucaksız evren” modelini tanımlamak için kullanılan bir benzetme balonun yüzeyi ile ilgili. Bir karınca bu yüzeyde herhangi bir yön boyunca yürüyebilir ve yüzeyin sınırsız olduğu algısına kapılabilir. Böylece karınca tekrar başladığı yere dönebilir, ancak bu sona ulaştığı anlamına gelmez. Bir balonun yüzeyi sınırlı sayıda kare birimden oluşsa da bir sonu yok. İstediğiniz herhangi bir yöne sonsuza kadar gidebileceğine göre bir sınırı da yok. Aynı zamanda bir merkez de yok. Yani balonun küre biçimindeki yüzeyinde tercih edilen bir nokta yoktur. Evren için bir balonun üç boyutlu versiyonu diyebiliriz.
İnsanlar gökyüzündeki yıldızları, Güneş’i, Ay’ı merak edip incelemeye ne zaman başladılar. İlk zamanlarda sorulan sorular muhtemelen ” Nasıl oluştu bunlar? ” ya da ” Ne kadar uzaktalar? ” gibi sorulardı.
Eski Yunan filozofları gökyüzünde gördükleri şeyler hakkında yani uzayın boyutu hakkında pek çok tartışmada bulunmuşlardır. O dönemde bir taraf evrenin sonlu olduğunu savunurken bir tarafta sonsuz olduğunu savunmuş ve hatta bu yüzden de iki karşıt görüşe sahip düşünce okulları açılmıştı. Apolloncu ismi ile anılan düşünceye göre evrenin bir sonu vardır ve o çoktan oluşmuş, bitmiştir.
1917 yılında Einstein, bütün evreni ve içindeki maddelerin tümünü kapsayan genel bir görelilik kuramı geliştirdi ve bugüne kadar bildiğimiz sanılan her şeyi değiştirdi. O günden sonra kosmosun boyutu bilimsel ögelere sığdırılmaya başlandı.
Einstein ‘ın geliştirmiş olduğu bu kuram evren sonlu mu yoksa sonsuz mu sorusuna tam yanıt veremese de evrenin sonsuz olabileceğini söylüyor. Kuramın bu soruya kesin yanıt verememesinin sebebi ise teoriyi kanıtlayacak olan gözlemin yapılamıyor olması.
Einstein uzun bir süre evrenin genişliyor olabileceğini kabul etmedi. Defalarca kez de evrenin genişlemediğini savundu. Fakat uzun bir süre sonra o da evrenin genişlemekte olduğunu ve sonsuz bir evrenin olabileceği görüşünü kabul etti.
Evrenin sonlu mu sonsuz mu olduğu konusunda pek çok bilim insanı ikiye ayrılmış durumda. Evren sonlu ise sonunu bulmak kanıtlanmasını sağlayacak. Ancak sonunda ne olacağı da ayrı bir merak konusu.
Evrenin sonsuz olduğunun kanıtlanması da oldukça zor hatta imkansız gibi bir şey. Çünkü bir şeyin sonsuz olduğunu anlamak için sonsuz bir mesafe kat etmek gerekiyor. Ancak sonsuz mesafe demek o yolun hiç bitmemesi demek.
Yolun hiç bitmemesi demekte ileri de belki bir son vardır sorusunu akıllara getirmektedir. Yani kısaca söylemek gerekirse evrenin sonsuz olması mantıklı ancak iş kanıtlamaya gelince bunun kanıtlanması mümkün değil. Evrenin sonsuz olup olmadığına ilişkin soruların cevaplarını belki gelecekte bulabiliriz.
Evren’in büyüklüğü, büyük oranda şekliyle ilişkilendirilir. Bilim adamları, evrenin şeklinin kapalı (sonlu) ve küresel, açık (sonsuz) ve eyer şeklinde ya da kağıt gibi düz ve sonsuz olduğunu tahmin ediyor. Sonlu bir Evren’in büyüklüğü sonlu olduğundan ölçülebilir; aynı durum kapalı, küresel Evren için de geçerlidir. Ancak sonsuz Evren’i ölçmek mümkün değil. Çünkü sonsuzu ifade eden bir ölçüm mevcut değil. NASA, 2013 yılında Evren’in 0,4 hata payıyla düz olduğunu duyurdu. Düz bir evren, sonsuz bir evren demek. Sonsuz evren’in büyüklüğü ise sonsuz.
Kaynak
Beyinsizler.net
Populer Science